Kelimenizi yazmaya başlayın ve aramaya başlamak için büyüteçe tıklayın.
Hizmet Alanları

Ceza Hukuku

Ceza Hukuku

Ceza hukukunun konusunu, iki temel unsur olan suç ve bu suça uygulanacak yaptırım oluşturmaktadır. 

Dar anlamda ceza hukuku suçları ve yaptırımlarını konu alırken, geniş anlamda ceza hukuku ise suç ve yaptırımların yanı sıra, ceza muhakemesi hukuku ve infaz hukukunu da kapsamaktadır.  Ceza hukukunun amacı bir suçun işlenmesi halinde bu suçu işleyen kişiyi cezalandırmak bir yandan da bu şekilde toplumu korumaktır. Devlet, mağdur ile fail arasında meydana gelen olay sebebiyle, mağduru koruyarak onun adına faili cezalandırmaktadır. Bu şekilde ceza hukukunun hem faili cezalandırma hem de toplumu koruma amacı birlikte gerçekleşmiş olmaktadır.

Şikayet dilekçesinde şikayetçiye ait bilgiler, şikayet olunan kişiye ait bilgiler, suç tarihi, suçun konusu, olayın kısaca özeti ve en son kısma talep edilen şeyin belirtilmesi gerekir. Şikayet dilekçesini avukat eşliğinde yazılması şartı olmadan vatandaş kendi başına hazırlayabilmektedir. Ancak uygulamada sıklıkla, bir avukatın hukuki desteği olmadan hazırlanarak savcılığa verilen şikayet dilekçelerine, savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiği görülmektedir. Hukuki bilginin yetersiz olması sebebiyle, bir takım delillerin gösterilmemesi ya da eksik talepte bulunulması gibi haller ile karşılaşılmaktadır. Bu gibi hallerle karşılaşılmaması ve hak kaybına uğranmaması için en başından önlem alarak şikayet dilekçesinin bir avukat yardımı hazırlanması şikayetçinin yararına olacaktır.

Toplumdaki genel yanılgının aksine hukuk mahkemelerinde olduğu gibi ceza mahkemelerinde vatandaş kendi başına dava açamaz. Bu yetki Cumhuriyet Savcılarına aittir. Eğer bir mağduriyet söz konusu ise, savcılığa verilecek bir şikayet dilekçesi ile savcılık söz konusu mağduriyetten haberdar edilir, savcılık tarafından yapılan araştırma sonucunda gerekli görüldüğü takdirde kamu adına ceza davası açılmış olacaktır.

Kamu davası açıldığında, şikayetçi davaya katılabilmektedir. Davaya katılmak için bu talebin mahkemede beyan edilmesi gerekir. Mahkemece şikayetçinin katılma talebi uygun görülürse, katılan artık mahkemece yapılan işlemlerde taraf sıfatını haiz olur ve bu işlemlere katılım sağlayabilir. Aleyhine şikayette bulunan şahıs da duruşmaya davet edilir ve olay hakkında ifadesi alınır. Tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen duruşmaya gelerek ifade vermeyen tanık aleyhine mahkeme tarafından zorla getirilme kararı çıkartılır. Ceza davalarında ister şikayetçi ister sanık olan kendinizi bir avukat aracılığıyla temsil ettirmenizde her zaman yarar vardır.  

Kanunda sayılan bazı suçlar uzlaşma kapsamında yer almaktadır. Kanunun izin verdiği bu hallerde, taraflar savcılık tarafından davet edilir. Fail suçu ve fiilinden doğan maddi ve manevi zararlarını gidermeyi kabul ettiğinde ,şikayetçi tarafından da bu durumun kabulü halinde ilgili soruşturmaya devam edilmemekte ve dosya mahkemeye gönderilmemektedir. Bu durumda uzlaşma sağlanmış olmaktadır.

Türk Ceza Kanunun 125.Maddesinde hakaret suçu hüküm altına alınmış olup, yaptırımları düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Biri veya birileri size aşağılayıcı şekilde hakaret sözcükleri kullandığında bir avukat tarafından hazırlanan şikayet dilekçesi ile savcılığa başvurarak, iddialarınızı ispatlamanız halinde karşı tarafın hapis cezası ya da adli para cezası ile karşı karşıya kalmasını sağlayabilirsiniz.

Sokakta, otobüste, alışveriş merkezlerinde vb. gibi kalabalık olan yerlerde sıklıkla karşılaştığımız cinsel taciz eylemi Türk Ceza Kanununda yaptırım altına alınmıştır. Bu şekilde cinsel amaçlı olarak sözle sarkıntılığa uğrayan mağdurun şikayeti üzerine, yapılan yargılama sonucunda taciz eden kişi aleyhine üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmedilmektedir. Bu fiilin 18 yaş altında olan kişiye karşı işlenmesi halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Ayrıca fiilin vasi, eğitici, bakıcı gibi bakım ve gözetim altında bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde verilecek cezanın arttırılarak verilmesi konusunda düzenleneme yapılmıştır. Bu tür bir eylemle karşılaşılması halinde, toplumda özellikle kadın/kız çocukları toplumdan dışlanma korkusu ile susma yoluna gitmektedir. Bu suç tipinde soruşturma yapılması mağdurun şikayetine bağlı olduğundan böyle bir durumla karşılaşıldığında mağdur şikayette bulunmalıdır.

Eğer cinsel içerikli eylem sadece söz değil de mağdurun vücuduna yönelik herhangi bir temas söz konusu ise o halde cinsel taciz suçu değil de cinsel saldırı suçu söz konusu olacaktır. Birisini rızası olmadan cinsel amaçlı olarak sarılmak, öpmek, ellemek cinsel saldırı suçunun oluşması için yeterli olup, cinsel ilişkinin varlığı şart değildir. Türk Ceza Kanunu Md.102 uyarınca ;Mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.

Halk arasında tecavüz suçu olarak da bilinen haller de mağdurun 18 yaşından büyük olması halinde cinsel saldırı suçu kapsamında değerlendirilir ve şartları varsa nitelikli hali değerlendirilmesi yapılarak üst sınırdan ceza verilmektedir. Bu halde kanun mağdurun şikayeti şartını aramamaktadır. Türk Ceza Kanunu Md.102 uyarınca ; “Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur”.

Halk arasında evlilik içi tecavüz suçu olarak bilinen cinsel saldırı suçunda, bu eylemin eşler arasında gerçekleşmesi suçun oluşmasına engel teşkil etmemekte ancak, cinsel saldırı suçunun eşe karşı işlenmesi hâlinde, Türk Ceza Kanunu uyarınca soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır.

Mağdurun 18 yaşından küçük olması halinde oluşacak suç cinsel saldırı olmayıp, çocuğun cinsel istismarıdır. Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.

-Kasten başkasının vücuduna zarar veren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

-Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

-Kanunda sayıldığı şekilde bu fiilin, üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ve silahla işlenmesi hallerinde şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

-Kasten yaralama fiili, mağdurun; duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, konuşmasında sürekli zorluğa, yüzünde sabit ize, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olduğunda yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

-Kasten yaralama fiili, mağdurun; iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,  konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, yüzünün sürekli değişikliğine, gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine neden olduğunda, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır.

-Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.

-Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise on iki yıldan on altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Gelişmelerden haberdar olun
Bültenimize abone olun